Korkularımıza bir yenisi daha eklendi. Üstelik sanal bir hastalık bu. İsmi FOMO (Fear of Missing Out). Yani gelişmeleri kaçırma korkusu.
Korkularımıza bir yenisi daha eklendi. Üstelik sanal bir hastalık bu. İsmi FOMO (Fear of Missing Out). Yani gelişmeleri kaçırma korkusu.
En çok Z kuşağını ve erkekleri etkilediği gözlemleniyor. Tıp otoriteleri tarafından da onaylanan; ancak klinik deneylerle kanıtlanmadığı için henüz literatüre girmemiş bir hastalık. Nevzat Tarhan’a göre; FOMO; sanal uyuşturucu demek. Tıpkı uyuşturucu gibi kişinin bilinç kontrolünü bozuyor. Bu hastalığın oluşması ve yaygınlamasındaki en temel etken; sürekli olarak sosyal medya takibi yapmak.
Sürekli olarak insanların sanal ortamda ne yaptığını merak etmek bir tür bağımlılıktır. İlk başta herşey normal gibi gelir. Ancak zamanla kontrol edilemez bir hal alabilir.
“Paylaştığım resim like almadığı zaman kendimi kötü hissediyorum. ”
“Sanal ortamda yer alamadığım zaman kendimi kötü hissediyorum”
“Twitter'da yazdıklarım retweet yapılmıyor.”
“Falanca arkadaşım bugün ne yapmış?”
“Ne paylaştımsa olmadı. Facebook'da yeterince beğeni almadığım için kendilerimi kötü hissediyorum.” diyenler ve
Sosyal medya hesaplarındaki kullanıcı bilgilerini, profil fotoğraflarını devamlı değiştirenler
İş /tatil vb. esnada sık sık konum bildirenler dikkat!!!
Bu kişiler kendilerini onaylanmamış ve/veya kabullenilmemiş hissederler. Paylaşımları yeteri kadar beğeni ya da yorum almadığında da duygusal çöküş yaşarlar. Ayrıca FOMO hastalığına sahip kişiler, sanal dünya ile bağlantıları kesildiği anda kendisini mutsuz, huzursuz ve gergin hissederler. Böylece “korku”lar oluşmaya başlar. Yani bunu 'sanal uyuşturucu' olarak tanımlayabiliriz. Nasıl ki uyuşturucu kişinin muhakeme yeteneğini kaybetmesine neden oluyorsa, FOMO da kişinin bilinç kontrolünü bozuyor.
Sosyal medyada fazla zaman geçirilmesiyle oluşan bu durum sonucunda kişiler; bırakmayı ve durdurmayı dener ancak başarılı olamaz. Sosyal medya başında geçirilen zaman miktarı gittikçe artar. Bununla birlikte haz tatminleri azalır. Beyindeki ödül-ceza sistemi bozulur. Sanal ortamda bulunmaktan zevk alır bu kişiler. Bunu beyindeki ödül-ceza sistemine kaydederler ve bu olmadığı zaman sanki temel ihtiyaçlarını almamış gibi hissedip huzursuz olurlar.
FOMO, Z kuşağında daha sık görünüyor. Z kuşağı; her şeyi kolay elde etmek istimektedir. Özgürlüğe tutkulu olan, hayatın zorluklarını çekmemiş, her şeyi kolay elde eden bir kuşak. Sanal âlemi zevk olarak, ilgi alanı olarak seçerler. Erkeklerde de bu duruma daha sık rastlanmaktadır. Ayrıca mesleği gereği bilgisayarla vakit geçirmek zorunda olanlar da daha sık görünüyor.
Şu an sosyal medya bağımlılığı şeklinde sosyalleşen insanların 5-10 yıl içinde bu hastalığa yakalanma ihtimalleri çok yüksek. Bu nedenle bilgisayarda fazla zaman geçirenler, ileriki zamanlarda psikiyatrik bir sendroma yakalanabilirler. Sanal ortamdan olabildiğince uzak kalmak, gerçek arkadaşlarla yüzyüze görüşmek, doğa yürüyüşleri ve etkinlikleri, sportif faaliyetler ve yeni yeni hobiler edinmek bu hastalığın oluşmasını engelleyebilecek en önemli unsurlar olarak görünüyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
YASAL UYARI: Teknovizyon Yazılım'ın bilgisi olmadan ve link verilmeden kaynak gösterilemez. Tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
KATEGORi YAZILARI
ONERiLEN YAZILAR
- Sosyal Medya Yöneticisinde Olması Gereken Bazı Özellikler
- Sosyal Medya Stratejileri & Mobil Dünyaya Bakış
- Markalar için ”İçerik Pazarlaması’’ nın Önemi
- Google Plus Nedir, Nasıl Kullanılır, Kullanıcı Adı Özel URL Nasıl Alınır?
- Girişimcilerin (Tecrübesiz) Yapacağı Hatalar Nelerdir?
- Dijital Pazarlama Nedir? Dijital Pazarlama Uzmanı Neler Yapar?